Beyanatul Furkan, Kuranı Kerimden Mesajlar, Mehmet Okuyan 5 Cilt
Kaynağı "Yüce Allah", getireni "Cebrail (as)", tebliğcisi "Hz. Muhammed", muhatabı "bütün insanlık", misyonu da "insanları karanlıklardan aydınlığa çıkartmak" olan Kur'ân-ı Kerîm, Yüce Allah'ın insanoğluna gönderdiği son ilâhî hitaptır, mektuptur. Bu mesajın gönderiliş gayesi, insanın kendisini, canlı-cansız çevresini ve Yüce Allah'ı tanıması, onlara karşı görev ve sorumluluklarını bilmesi, kendisi, çevresi ve yaratıcısıyla uyumlu bir hayat yaşamayı başarmasıdır. Bunun için öncelikle kendisinden istenenleri iyice bilmesi gerekir.
Zümer 39/23'te beyan edildiği gibi, Kur'ân, ahsenu'l-hadistir, yani sözlerin en güzelidir; çünkü Kur'ân en Güzel'in sözüdür. en Güzel'i sevenler, O'nun sözüne itibar etmelidirler. Müslümanların önemli bir bölümü "en güzel sözü" takip etmek yerine, takip ettikleri sözleri güzelleştirmeye çalışıyorlar. Ne kadar uğraşılsa da başkasına ait sözler Yüce Allah'ın kelamı kadar değerli olamazlar. Hz. Peygamber'in ölümsüz tanımıyla, "Allah'ın kelamının diğer sözlere üstünlüğü, Allah'ın yaratıklara olan üstünlüğü gibidir." İşte eşsiz ilâhî kelâmı anlamak ve hayatımıza okuyup taşımak için elimizden gelen çabayı ortaya koymanın mütevazı bir ürünü olsun diye Kur'ân'ı yorumlamaya çalışıyoruz.
Kalem sûresinin ilk âyetinde "Nûn'a (hokkaya), kaleme ve satır satır yazdıklarına" yemin edilmekte, okumanın yanında yazmaya, yazıya ve yazılan şeylere vurgu yapılmakta, dolayısıyla bütün bunların şahit tutulacağına dikkat çekilmektedir. Bu âleme sahip olmaya değil, şahit olmaya ve hak yolunda şahitlerimizi çoğaltmaya geldik; bu noktada yazdıklarımız şahidimiz olsun istedik. İşte bu naçiz çalışma sadece ve sadece bu duygunun satırlara dökülmüş halidir.