62 Sohbet, El Fethur Rabbani Tercümesi, Seyyid Abdülkadir Geylani
275,00 TL
Stok Kodu
9786054709168
*26,11 TL den başlayan taksitlerle!!
Bu eser, Kadirilik yolunun önderi büyük mutasavvıf, büyük mürşid Abdülkadir Geylani Hazretlerinin yaptığı vaaz ve sohbetlerin, müridlerince derlenmesinden oluşuyor. Geylani Hazretlerinin tasavvufi yaklaşımını derli toplu bir şekilde içeren bu kitapta, manevi gelişim yolları, kişiyi insan-ı kamil mertebesine yükselten yöntemler, en etkili biçimde doğrudan hitap cümleleriyle öğretiliyor.
Bu kitap, kalbindeki ışığı söndürme değil beslemek isteyenler için, görünenin ötesine varmak, gizli olana ulaşmak için, kısaca Büyük Mürşid'in dizinin dibine oturmaya karar veren herkes içindir.
El- Fethu'r Rabbani(Alemlerin Anahtarı) Mumsema Kadiri yolunun büyüklerinden ünlü mutasavvıf Abdülkadir Geylani hazretleri tarafından yazılan eser Alemlerin Anahtarı adıyla tercüme edilmiştir.Kitap Abdülkadir Geylani hazretlerinin müridlerine yapmış olduğu çeşitli konulardaki altmış iki sohbetten meydana gelmiştir.
Abdülkadir Geylani hazretlerinin künyesi Ebu Muhammeddir.1077 senesinde İran’ın Geylan şehrinde doğmuştur.Nesebi Hz.Peygamberin torunu Hz. Hasan’a dayanır.On sekiz yaşında tahsil için Bağdat’a gönderilmiş olan Abdülkadir Geylani hazretleri Kadı Ebu Said el-Mübarek’in elinden sufilik hırkasını giydikten ve 1127 senesinde Yusuf Hemedani’nin kendisini irşad etmesinden sonra bu şehirde vaaz vermeye başlamıştır.Daha sonra tekrara vaaz vermeye başlayacağı döneme kadar Kerh kasabasında inzivaya çekilmiş ve yirmi beş sene sürekli ibadetle meşgul olmuştur.Kısa zamanda sayısız müridi olmuş ve şöhreti bölge sınırlarının dışına taşmıştır.1165 senesinde Bağdat’ta vefat etmiş orada defnedilmiştir.
Kitaptan Seçme Bölümler:
BİRİNCİ SOHBET’TEN
Kaderin vakti gelip gerçekleşince Allah’tan şikayetçi olmak, dinin, tevhidin, ve ihlasın ölümüdür.İnanan gönül bunun niye ve nasıl olduğuna bakmaz, sadece gözüm başım üstüne olana rıza gösterir.
Nefis hep karşı gelir, kavgacının tekidir.Onu düzeltmek isteyen şerrinden emin olana kadar onunla savaşmalıdır.Nefis kötülüğün ta kendisidir.Mücadele edilip huzura erince de mahza hayra dönüşür, yapılan bütün ibadetlerden, kaçılan bütün günahlardan hoşnut olmaya başlar.İşte ozaman "Ey huzura kavuşmuş nefis! Sen O ndan O senden hoşnut olarak Rabbine dön hitabına mazhar olur.
Artık güzel şeyleri ister kötülüğü yok olur.Yaratılan hiçbir şeyle bağı kalmaz.Babası İbrahim (a.s) den gelen soyu sahih olur.Çünkü O (a.s) nefsinden tamamaen uzaklaşmış, arzularından kurtulmuştu ve sakin bir duruşu vardı.İnsanlar ona yardım etmek istediler.Onlara şu cevabı verdiizin yardımınızı istemiyorum O(c.c) nun benim ne halde olduğumu bilmesi bana yeter, ayrıca istekte bulunmama gerek yok.
Oğlum!dert gelince onu sabırla karşıla ve deva gelinceye kadar bekle.Deva gelince onu da şükürle karşıla.Bu hal üzere olursan dünya hayatında mesud olursun.
Oğlum! Yiyeceği , içeceği, giyeceği, evleneceği ve oturacağı tasa etmeyesin.Bunlar nefsin arzu ve hevesleridir.Kalbin ve sırrın arzusu olan Hakkı aramak nerede ? Neyi düşünüyorsan senin kaygın odur.Öyleyse sen Rabbini ve Onun nezdindekileri düşün.Dünyanın yerini alacak ahiret, yaratılanların yerini alacak Yaratan vardır.
ÜÇÜNCÜ SOHBET’TEN
Ey zavallı ! sana faydası olmayan şeyleri konuşmayı bırak.Mezheb tutuculuğunu da ter et.Dünyada ve ahirette sana faydası olacak şeylerle uğraş.Pek yakında sana verilen haberin doğruluğunu görecek ve sözümü hatırlayacaksın.Savaşa miğfersiz girdiğin vakit başına ne darbeler gelecek göreceksin.Kalbinden dünya kaygılarını çıkar.Çünkü yakında oradan alınacaksın.Dünyada rahat bir yaşam sürme sevdasında da olma.Orada eline ne geçebilir ki ? Hz.Peygamber (s.a.v) " Gerçek hayat ahiret hayatıdır” buyurmuştur.Kendine yakın hedefler koy.Dünyaya değer vermemen gerektiğini biliyorsun.Dünyayaya değer vermemek, kendine yakın hedefler koymak ve daha ötesini kaygı etmemek demektir.
Kötü arkadaşları terk et ve varsa aranızdaki sevgi bağlarını da kopar.Salih kimselerle sevgi bağları kur.
Oğlum Allah’a eserlerinden yola çıkarak ulaşmaya çalış.Allahın eserleri üzerinde düşünürsen O’na ulaşırsın.Marifet ve gerçek çman sahibi bir müminin iki iç , iki de dış gözü vardır.Dış gözleriyle Allahın yeryüzünde yarattıklarını görür, iç gözüyle de gökyüzünde yarattıklarını görür.Sonra kalbinden perde kalkar, teşbihsiz ve tekyifsiz bir surette Allahı görür de Onun sevgili yakın kulu olur.Kalpten perdeyi kaldıran yegane şey, insanlardan, nefis ve hevadan ve şeytandan uzaklaşmaktır.
DÖRDÜNCÜ SOHBET’TEN
Ölümü hatırdan çıkarmamalı, sıkıntılara katlanmalı ve bütün hallerinde Allah’a mütevekkil olmalısın.Bu üç özelliğe tam sahip olabildiğin anda hakiki mülkün sahibi olursun.Ölümü hatırlamak dünyaya rağbetini söndürür,sabrederek Rabbinden istediğin şeylere erersin,tevekkül ile de her şey kalbinden çıkar ve sen Rabbine bağlanırsın.
Sıkıntıda rahatlıkta, fakirlikte, zenginlikte, darlıkta bollukta, hastalıkta sağlıkta, hayırda şerde,vermede vermemede,Hakkın yaptığına rıza gösterin.Sizin için Hakka teslim olmaktan başka bir deva bilmiyorum.
Allahım bizi kendi tarafında ve seninle beraber kıl.Dünyada ve ahirette bize güzellikler ihsan eyle.Bizi cehennem azabından koru.
BEŞİNCİ SOHBET
Ey cemaat ! Zikir meclislerine tedavi için değil rahatlamak için geliyorsunuz.Vaizin vaazını bırakıp hatalarını belliyor,onunla alay ediyor,gülüp eğleniyorsunuz.Vazgeçin bundan.Allahın düşmanlarına benzemeyin.Dinlediklerinizden istifade etmeye bakın.
Kabirleri ziyaret edin,salih kimselere gidip gelin,hayır işleri işleyin.Bu dediklerimi yaparsanız işleriniz yoluna girer.Öğüt verildiğinde ders almayan, dinlediği tavsiyelere kulak asmayan kimseler gibi olmayın.Dininiz dört şey yüzünden gider:
1.Bildiklerinizi hayata geçirmezsiniz.
2.Hakkında bilginiz olmayan işler yaparsınız.
3.Bilmediklerinizi öğrenmez, cahil kalırsınız.
4.İnsanların bilmedikleri şeyleri öğrenmelerine engel olur ayaklarına taş koyarsınız.
YİRMİ DOKUZUNCU SOHBET
Ey cemaat! Dünya gidiyor, ömürler tükeniyor,ahiret durmadan size yaklaşıyor.Sizinse ahirete yönelik hiçbir kaygınız yok,bütün kaygınız dünyada ve düny malını toplamaktadır.Siz Allahın nimetlerinin düşmanlarısınız.Allah’tan bir kötülük görürseniz hemen onu ortaya dökersiniz.Bir iyiliğini gördüğünüzde ise saklarsınız.Allahın nimetlerini saklar da şükretmezseniz Allah onu sizin elinizden çekip alır.Peygamberimiz (sav) " Allah bir kuluna nimet verince onun kulu üzerinde görülmesini ister” buyurmuştur.
Ey alim! Dünyanın ve ahiretin iyiliğini istiyorsan ilminle amel et ve insanlara da öğret
Ey zengin! Dünyanın ve ahiretin iyiliğini istiyorsan malının bir kısmıyla fakirlere yardımcı ol.peygamberimiz " İnsanlar Allahın ailesidir Allahın en çok sevdiği insan onun ailesine ne faydalı olandır” buyurmuştur.İnsanları birbirine muhtaç eden Allah ne yücedir.Elbette Onun bu tasarrufunda bir hikmeti vardır.
OTUZ YEDİNCİ SOHBET
Peygamberimiz (s.a.v) " Hastaları ziyaret edinve cenazeleri uğurlayın.Çünkü bu size ahireti hatırlatır” buyurmuştur.O bu sözüyle sizin ahireti hatırlamanız gerektğini ifade etmiştir.Siz ise onu hatırlamaktan kaçıyor,peşin zevkler peşinde koşuyorsunuz.Pek yakında siz istemeseniz de dünyadan ayrı düşeceksiniz.Sizi mutlu kılan şeyler elinizden alınacak,mutluluğun yerini sıkıntı ve düşmanlık alacaktır.
Ey cahil ! İlim öğren.Çünkü bilgisizce yapılan kulluktan iş çıkmaz.Bilgisizce inanmanın da hiçbir yararı olmaz.ilim öğren ve öğrendiğini de uygula.Böyle yaparsan dünyada da ahirette de kurtuluşa erersin.
Alimlerden birine sahip olduğun ilmi nasıl elde ettin diye sormuşlar.O da " Karganın erkenciliği, devenin sabrı,domuzun hırsı ve köpeğin sahibine düşkünlüğü ile elde ettim.karganın yuvasından erkenden kalkıp gittiği gibi alimlaerin dersine erkenden giderdim,alimlerin yükledikleri yüke,devenin sırtına yüklenen yüke sabrettiği gibi sabrederdim,ilim elde etmeye,domuzun yiyeceğe duyduğu şeye hırsı gibi hırs duyardımve köpeğin bir kemik yemek için sahibinin kapısından ayrılmadığı gibi alimlarin kapısından ayrılmazdım” demiştir.
Ey ilim öğrenmek isteyen! Bildiği ile amel eden bu alimin sözüne dikkat et ve ilim öğrenip felah bulmak istiyorsan bunu uygula.Bilgi hayattır, bilgisizlik ise ölümdür.Bildiği ile amel edip amelinde ihlaslı olan ve Rabbinin hakkı için ilim öğrenmenin zorluklarına katlanankimse için ölüm yoktur.Çünkü o öldüğü zaman rabbine katılır ve hayatı Onun katında sürer gider.Allahım bize bilgi ver ve bilgimizi uygularken ihlaslı olmayı nasip et.
ALTMIŞ İKİNCİ SOHBET
Ey cemaat ! sizler peygamber olma fırsatını kaçırdınız ama veli olma fırsatını henüz kaçırmış değilsiniz.
Bu kitap, kalbindeki ışığı söndürme değil beslemek isteyenler için, görünenin ötesine varmak, gizli olana ulaşmak için, kısaca Büyük Mürşid'in dizinin dibine oturmaya karar veren herkes içindir.
El- Fethu'r Rabbani(Alemlerin Anahtarı) Mumsema Kadiri yolunun büyüklerinden ünlü mutasavvıf Abdülkadir Geylani hazretleri tarafından yazılan eser Alemlerin Anahtarı adıyla tercüme edilmiştir.Kitap Abdülkadir Geylani hazretlerinin müridlerine yapmış olduğu çeşitli konulardaki altmış iki sohbetten meydana gelmiştir.
Abdülkadir Geylani hazretlerinin künyesi Ebu Muhammeddir.1077 senesinde İran’ın Geylan şehrinde doğmuştur.Nesebi Hz.Peygamberin torunu Hz. Hasan’a dayanır.On sekiz yaşında tahsil için Bağdat’a gönderilmiş olan Abdülkadir Geylani hazretleri Kadı Ebu Said el-Mübarek’in elinden sufilik hırkasını giydikten ve 1127 senesinde Yusuf Hemedani’nin kendisini irşad etmesinden sonra bu şehirde vaaz vermeye başlamıştır.Daha sonra tekrara vaaz vermeye başlayacağı döneme kadar Kerh kasabasında inzivaya çekilmiş ve yirmi beş sene sürekli ibadetle meşgul olmuştur.Kısa zamanda sayısız müridi olmuş ve şöhreti bölge sınırlarının dışına taşmıştır.1165 senesinde Bağdat’ta vefat etmiş orada defnedilmiştir.
Kitaptan Seçme Bölümler:
BİRİNCİ SOHBET’TEN
Kaderin vakti gelip gerçekleşince Allah’tan şikayetçi olmak, dinin, tevhidin, ve ihlasın ölümüdür.İnanan gönül bunun niye ve nasıl olduğuna bakmaz, sadece gözüm başım üstüne olana rıza gösterir.
Nefis hep karşı gelir, kavgacının tekidir.Onu düzeltmek isteyen şerrinden emin olana kadar onunla savaşmalıdır.Nefis kötülüğün ta kendisidir.Mücadele edilip huzura erince de mahza hayra dönüşür, yapılan bütün ibadetlerden, kaçılan bütün günahlardan hoşnut olmaya başlar.İşte ozaman "Ey huzura kavuşmuş nefis! Sen O ndan O senden hoşnut olarak Rabbine dön hitabına mazhar olur.
Artık güzel şeyleri ister kötülüğü yok olur.Yaratılan hiçbir şeyle bağı kalmaz.Babası İbrahim (a.s) den gelen soyu sahih olur.Çünkü O (a.s) nefsinden tamamaen uzaklaşmış, arzularından kurtulmuştu ve sakin bir duruşu vardı.İnsanlar ona yardım etmek istediler.Onlara şu cevabı verdiizin yardımınızı istemiyorum O(c.c) nun benim ne halde olduğumu bilmesi bana yeter, ayrıca istekte bulunmama gerek yok.
Oğlum!dert gelince onu sabırla karşıla ve deva gelinceye kadar bekle.Deva gelince onu da şükürle karşıla.Bu hal üzere olursan dünya hayatında mesud olursun.
Oğlum! Yiyeceği , içeceği, giyeceği, evleneceği ve oturacağı tasa etmeyesin.Bunlar nefsin arzu ve hevesleridir.Kalbin ve sırrın arzusu olan Hakkı aramak nerede ? Neyi düşünüyorsan senin kaygın odur.Öyleyse sen Rabbini ve Onun nezdindekileri düşün.Dünyanın yerini alacak ahiret, yaratılanların yerini alacak Yaratan vardır.
ÜÇÜNCÜ SOHBET’TEN
Ey zavallı ! sana faydası olmayan şeyleri konuşmayı bırak.Mezheb tutuculuğunu da ter et.Dünyada ve ahirette sana faydası olacak şeylerle uğraş.Pek yakında sana verilen haberin doğruluğunu görecek ve sözümü hatırlayacaksın.Savaşa miğfersiz girdiğin vakit başına ne darbeler gelecek göreceksin.Kalbinden dünya kaygılarını çıkar.Çünkü yakında oradan alınacaksın.Dünyada rahat bir yaşam sürme sevdasında da olma.Orada eline ne geçebilir ki ? Hz.Peygamber (s.a.v) " Gerçek hayat ahiret hayatıdır” buyurmuştur.Kendine yakın hedefler koy.Dünyaya değer vermemen gerektiğini biliyorsun.Dünyayaya değer vermemek, kendine yakın hedefler koymak ve daha ötesini kaygı etmemek demektir.
Kötü arkadaşları terk et ve varsa aranızdaki sevgi bağlarını da kopar.Salih kimselerle sevgi bağları kur.
Oğlum Allah’a eserlerinden yola çıkarak ulaşmaya çalış.Allahın eserleri üzerinde düşünürsen O’na ulaşırsın.Marifet ve gerçek çman sahibi bir müminin iki iç , iki de dış gözü vardır.Dış gözleriyle Allahın yeryüzünde yarattıklarını görür, iç gözüyle de gökyüzünde yarattıklarını görür.Sonra kalbinden perde kalkar, teşbihsiz ve tekyifsiz bir surette Allahı görür de Onun sevgili yakın kulu olur.Kalpten perdeyi kaldıran yegane şey, insanlardan, nefis ve hevadan ve şeytandan uzaklaşmaktır.
DÖRDÜNCÜ SOHBET’TEN
Ölümü hatırdan çıkarmamalı, sıkıntılara katlanmalı ve bütün hallerinde Allah’a mütevekkil olmalısın.Bu üç özelliğe tam sahip olabildiğin anda hakiki mülkün sahibi olursun.Ölümü hatırlamak dünyaya rağbetini söndürür,sabrederek Rabbinden istediğin şeylere erersin,tevekkül ile de her şey kalbinden çıkar ve sen Rabbine bağlanırsın.
Sıkıntıda rahatlıkta, fakirlikte, zenginlikte, darlıkta bollukta, hastalıkta sağlıkta, hayırda şerde,vermede vermemede,Hakkın yaptığına rıza gösterin.Sizin için Hakka teslim olmaktan başka bir deva bilmiyorum.
Allahım bizi kendi tarafında ve seninle beraber kıl.Dünyada ve ahirette bize güzellikler ihsan eyle.Bizi cehennem azabından koru.
BEŞİNCİ SOHBET
Ey cemaat ! Zikir meclislerine tedavi için değil rahatlamak için geliyorsunuz.Vaizin vaazını bırakıp hatalarını belliyor,onunla alay ediyor,gülüp eğleniyorsunuz.Vazgeçin bundan.Allahın düşmanlarına benzemeyin.Dinlediklerinizden istifade etmeye bakın.
Kabirleri ziyaret edin,salih kimselere gidip gelin,hayır işleri işleyin.Bu dediklerimi yaparsanız işleriniz yoluna girer.Öğüt verildiğinde ders almayan, dinlediği tavsiyelere kulak asmayan kimseler gibi olmayın.Dininiz dört şey yüzünden gider:
1.Bildiklerinizi hayata geçirmezsiniz.
2.Hakkında bilginiz olmayan işler yaparsınız.
3.Bilmediklerinizi öğrenmez, cahil kalırsınız.
4.İnsanların bilmedikleri şeyleri öğrenmelerine engel olur ayaklarına taş koyarsınız.
YİRMİ DOKUZUNCU SOHBET
Ey cemaat! Dünya gidiyor, ömürler tükeniyor,ahiret durmadan size yaklaşıyor.Sizinse ahirete yönelik hiçbir kaygınız yok,bütün kaygınız dünyada ve düny malını toplamaktadır.Siz Allahın nimetlerinin düşmanlarısınız.Allah’tan bir kötülük görürseniz hemen onu ortaya dökersiniz.Bir iyiliğini gördüğünüzde ise saklarsınız.Allahın nimetlerini saklar da şükretmezseniz Allah onu sizin elinizden çekip alır.Peygamberimiz (sav) " Allah bir kuluna nimet verince onun kulu üzerinde görülmesini ister” buyurmuştur.
Ey alim! Dünyanın ve ahiretin iyiliğini istiyorsan ilminle amel et ve insanlara da öğret
Ey zengin! Dünyanın ve ahiretin iyiliğini istiyorsan malının bir kısmıyla fakirlere yardımcı ol.peygamberimiz " İnsanlar Allahın ailesidir Allahın en çok sevdiği insan onun ailesine ne faydalı olandır” buyurmuştur.İnsanları birbirine muhtaç eden Allah ne yücedir.Elbette Onun bu tasarrufunda bir hikmeti vardır.
OTUZ YEDİNCİ SOHBET
Peygamberimiz (s.a.v) " Hastaları ziyaret edinve cenazeleri uğurlayın.Çünkü bu size ahireti hatırlatır” buyurmuştur.O bu sözüyle sizin ahireti hatırlamanız gerektğini ifade etmiştir.Siz ise onu hatırlamaktan kaçıyor,peşin zevkler peşinde koşuyorsunuz.Pek yakında siz istemeseniz de dünyadan ayrı düşeceksiniz.Sizi mutlu kılan şeyler elinizden alınacak,mutluluğun yerini sıkıntı ve düşmanlık alacaktır.
Ey cahil ! İlim öğren.Çünkü bilgisizce yapılan kulluktan iş çıkmaz.Bilgisizce inanmanın da hiçbir yararı olmaz.ilim öğren ve öğrendiğini de uygula.Böyle yaparsan dünyada da ahirette de kurtuluşa erersin.
Alimlerden birine sahip olduğun ilmi nasıl elde ettin diye sormuşlar.O da " Karganın erkenciliği, devenin sabrı,domuzun hırsı ve köpeğin sahibine düşkünlüğü ile elde ettim.karganın yuvasından erkenden kalkıp gittiği gibi alimlaerin dersine erkenden giderdim,alimlerin yükledikleri yüke,devenin sırtına yüklenen yüke sabrettiği gibi sabrederdim,ilim elde etmeye,domuzun yiyeceğe duyduğu şeye hırsı gibi hırs duyardımve köpeğin bir kemik yemek için sahibinin kapısından ayrılmadığı gibi alimlarin kapısından ayrılmazdım” demiştir.
Ey ilim öğrenmek isteyen! Bildiği ile amel eden bu alimin sözüne dikkat et ve ilim öğrenip felah bulmak istiyorsan bunu uygula.Bilgi hayattır, bilgisizlik ise ölümdür.Bildiği ile amel edip amelinde ihlaslı olan ve Rabbinin hakkı için ilim öğrenmenin zorluklarına katlanankimse için ölüm yoktur.Çünkü o öldüğü zaman rabbine katılır ve hayatı Onun katında sürer gider.Allahım bize bilgi ver ve bilgimizi uygularken ihlaslı olmayı nasip et.
ALTMIŞ İKİNCİ SOHBET
Ey cemaat ! sizler peygamber olma fırsatını kaçırdınız ama veli olma fırsatını henüz kaçırmış değilsiniz.
Dünya bir denizdir, din bir gemidir,Allahın lütfu ise kaptandır.Dine uymayanlar yan çizenler dünya denizinde er geç boğulacaklardır.Kim de din gemisine biner ve orada kalırsa kaptan onu korur ve gemiyi içindekilerle beraber sahibine teslim eder.Dünyayı terk edip ilimle uğraşan ve sıkıntılara sabredenler işte böyle dinin sevgilisi olurlar.Onlara Allahın lutfu erişir de onlara Allahın bilgisini ve hilati getirir.Velilik de derece derecedir.Sen kendini Allaha adarsan bütün fırsatları yakalamış olursun.Bir fırsatı kaçırdığın zaman üzülmeyesin, çünkü hükümdar kendi malını dilediği gibi kullanır.Köle de sahip oldukları da efendisine aittir.Allahın senin elinden aldıklarını yarın bulacaksın...
Çeviren: Osman Güman
Kitap Kağıdı
512 sayfa
17x24,5 cm
Ciltli
ISBN:6054709168
Dili: TÜRKÇE
Kitap Kağıdı
512 sayfa
17x24,5 cm
Ciltli
ISBN:6054709168
Dili: TÜRKÇE
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!