İslami ilimlerin başlıcalarından olan tasavvuf nefis terbiyesini hedeflediğinden midir nedir en çok tartışma konusu olan ilim dallarından olmuştur. İman ve İslam'dan sonra İhsan'ın yerleşmesi ancak bu ilimle mümkündür. Adına ister tasavvuf, ister zühd, ister tarikat her ne denirse densin. Bu ilmin inkarı ve reddi Müslümanlara fayda getirmeyecektir. İsrailiyat var diye tefsir ilmi, mevzu hadis var diye hadis ilmi, şaz görüşler var diye fıkıh ilmi, sapık inançlar var diye akaid ilmi, yanlış teoriler var diye beşeri ilimler top yekün red ve inkar edilemeyeceği gibi bidat ve hurafeler, yanlış uygulamalar var diye de tasavvuf ilmi inkar edilemez, edilmemeli. Bilakis Kuran ve  Sünnetteki zühd ve takva anlayışına daha çok sarılıp bu işin talim ve terbiyesiyle yanlış uygulamaların önüne geçilmeli. Zaten bu ilmin önde gelenleri Kuran ve sünnete dayanmayan her şeyi reddettiklerini beyan buyurmuşlardır. Bizler de bu zamanda bu ilmi Kuran ve sünnetten talim etmeliyiz. Allah Azze ve Cell bizlere Rasulünün ve ashabının sahip olduğu Zühd ve Takva anlayışını ve kabiliyetini nasip etsin. Cenab-ı Hak nefsimizin, şeytanın ve taguti düzenlerin şerrinden bizleri korusun. Allah bizi dünya ve ahiret hayatında her şeyin en güzeline layık kılsın.

 

Not: Sitemizde araştırmacılar için bu alanda yayınlanmış bütün eserlere yer verilmiştir. Dolayısıyla burda sunulan her eser  o eseri tavsiye ettiğimiz anlamına gelmez.