Ürün Tanıtımı
'Gerçek Tıp', hastalıkların gerçek sebeplerini, hastalıklara karşı çaresiz olmadığımızı, ilahi kuralları çiğneyerek şifaya ulaşılamayacağını ve yitirdiğimiz şifanın izini tekrar sürebileceğimizi anlatırken sade ve hikmet dolu bir gerçeğe işaret ediyor.
Tüm sağlık meselelerinin gerçek bir tıp yaklaşımıyla ele alındığı bu çalışmayla 'az yiyerek' ve 'doğru beslenerek' sağlığınızı koruyabilir; önerilen yöntemlerle hastalıklarınızdan kurtulabilirsiniz.
"Allah, şifasını vermediği hiçbir hastalığı yaratmamıştır. Onu bilen bildi, bilmeyen de bilmedi" (Buhari, Kader, 4)
Özellikler
Basım Dili: Türkçe
Basım Yeri: Türkiye
Sayfa Sayısı: 432
En / Boy: 17,00 / 25,00 cm |
Sahih Nebevi Tıb, Seyfullah Yücel Erdoğmuş
Şüphesiz sözlerin en güzeli Allah'ın Kelam'ı, yolların en hayırlısı Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in yoludur. Bu çalışmanın amacı şifalı bitkiler ansiklopedisi, anatomi veya fizyoloji kitabı sunmak değildir. Tıp ve tedavi konusunda Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'den, ashabından ve tabiinden sadece sahih olarak gelenleri bir araya getiren bir kaynak eser sunmaktır. Tıbbı nebevi konusuyla dolaylı yoldan alakası olan çevre sağlığı, temizlik, anatomi ve fizyoloji konularıyla ilgili rivayet ve açıklamalarla veya bitkilerin faydalarına dair uzun uzadıya izahlara gidilmedi. Hadis kitaplarından doğrudan olarak tıp ve tedavi konusunda gelen rivayetlerden sahih olanları ile rivayetlerde adı geçen bitkilerin, tecrübe ile sabit olmuş bazı faydalarına dair tıbbı nebevi kitaplarında geçen bazı pratik bilgiler zikredildi. Tıbb-ı Nebevi alanında müstakil eserler yazan muhaddislerin eserleri de incelendi ve bu çalışmada zayıf rivayetlerden ve tedavi hususunda şaibeli görüşlerden kaçınıldı. Allah Azze ve Celle'den bu eseri iman ve tevhid ehline faydalı kılmasını dileriz.
Doğu Tıbbı ve Şifanın Kökleri - Bütüncül Bir Anlayışla Kendini Tanıma
Yeryüzünde bulunan her madde ve her şey elektrik ve manyetik bir etkiye sahiptir. Güneş volkanlar bulutlar bulutların çıkardıkları şimşekler yıldırımlar milyonlarca ve hatta milyarlarca yıldan bu yana çevremizi saran doğanın manyetik alanlarını oluşturmuşlardır. Bunlara uzaydaki ve dünyamızın derinliklerindeki yeraltı ışınlarını da eklemek gerekir. Bütün bunlar bize her cismin özel bir enerjiye sahip bulunduğunu her enerjide de elektro manyetik bir özellik bulunduğunu anlatır. Atomların hücrelerin canlı olarak kalabilmeleri bu ( + ) ile (-) kutupların arasında sürekli bir gidiş gelişin varlığından kaynaklanır. Hastalıkla sağlığın kaynağı bu bitip tükenmek bilmeyen koşuşturma ve yaşamımızı etkileyen enerjiyi doğurur. Bu enerji kalp ve beyin başta olmak üzere bütün hayati organlarımızı çalıştırır. Akupunktur derideki belirli noktaların aracılığıyla aktiviteyi etkileyerek mevcut bozukluğu düzeltebilirse o zaman hastalık gider yerine sağlık gelir. Genel olarak insan vücudunda altıncı his adıyla tanıtılmak istenen fonksiyon da aslında elektro manyetik bir duyudan başka bir şey değildir. Manyetizma ise sadece bir bilgi aktarıcılığıdır. Bu duyu bilinen beş duyumuzdan çok bambaşka bir nesnedir. Bunun derlediği bilgiler bilinçaltında depolanır ve zamanı gelince de tepkisini gösterir. Vücut hücrelerinin manyetik alanları algılayıp bunlara özel tepki göstermesinde de özel bir sebep vardır. Enerji dünyası bir süreç içerisindedir. Batılı anlayışın nasıl Einstein'ın tanımladığı ikili bir sistemi varsa Çin felsefesinde de bunun benzeri Ying ve Yang vardır. Bu ikili sistem sanıldığının tersine birbirini tamamlar ve hiçbir zaman biri ötekisini kösteklemez ve hatta bilakis destekler. Bunlar tıpkı gece ile gündüzün birbirini izlemesi gibi tutarlı bir yasa gereğidir. Yani aynı gerçeğin iki farklı yüzleridir. Bu iki sistem madde dünyasını ayakta tutar. Doğu tıbbı filozofları "Kokular renkler ve sesler yankılanır." derler. Akupunktur hem felsefe ve hem de tekniktir. Akupunktur hekimleri hastalara ve hastalıklara yaklaşımları batı hekimliğinden çok farklıdır. örneğin: Akupunktur hekimleri hastanın yüzünü görünüşünü gözlerinin ve derisinin rengini kokusunu ve bütün bedenini çok büyük bir dikkatle incelerler. Batı tıbbı gibi sadece hastanın şikâyeti ile ilgili bölgeleri incelemezler. Mesela bir hastanın dilini adeta milimetrik bir şekilde inceleyerek elde ettiği bulgularla iç organların durumları arasında bir bağlantı kurarlar.
Örnek: Alt ve üst göz kapakların şişmesi dalak organındaki nemlilikle bu kapakların felci ise mide yolu ile ilgilidir. Gözün beyazı kanlanırsa akciğer sebeptir. Akciğerin yönettiği bağlı olduğu doku deri olduğu için derideki her türlü durum için akciğere uygulama gereklidir. Batı tıbbında bir tek nabız yeri varken doğu tıbbında on iki temel organa uyan on iki tane nabız vardır. Enerjinin aktığı akupunktur çukurlarında enerji ters bir şekle gelmesiyle düğümlenirse yani denge bozulursa hastalıklar oluşur. Akupunktur çukurlarından veya noktalarından yapılan girişim bu durumu normale çevirir. Bu halde şifanın kendisidir akupunktur. Bu nedenledir ki konular gerçek bir akupunktur felsefesi açısından ve bütüncül bir hekim gibi düşünülerek değerlendirilmedikçe ve söylenen prensipler çerçevesinde bir kanıya varılmadıkça akupunktur uygulamalarından gerçek bir kalitede bütüncül bir şekilde yararlanılamaz. Elinde iğne ile dolaşan kim olursa olsun evrensel yasalardan haberdar olmayanlar bu yolun gerçek erleri olamaz. Hekimliğin hem bilim hem de çok ince bir sanat olduğu hiçbir zaman akıldan çıkarılmamalıdır. Akupunkturun hastalıklarda etkili bulunmadığını kabul etmek hatalı bir davranıştır. Bu genelde konu hakkında yeterli bilgi ve hünere sahip olmamaktan ileri gelir. Yani şikâyet olarak görülen hadiselerin meydana gelmesindeki nedenlerin tamamen açıklığa kavuşmamasındandır. Akupunkturda yaşam enerjisinin bozulmasına neden olan çukurun hangi çukur olduğu çukurun yeri ve iğne ile buluşacak olan merkezin teşhisi altın değerindedir. Bu kitap size güçlü ve yetenekli olduğunuz yönleriniz ile zayıf olduğunuz yönlerinizi göstermek için yardımcı olabilir. Bu yardım sayesinde sizler güçlü yanlarınızın ne kadar farkında olursanız yeteneklerinizin ve mutluluğunuzun da sizinle o kadar birlikte olacağını düşünebilirsiniz. Kişinin kendisi olabilmek için kendisini bilmesi tanıması gerekir. Aslında bizler mutlu olmak için -sağlıklı olmak için gereken şeylere sahibiyiz. Sadece bunları bilmemiz öğrenmemiz fark etmemiz gerekir. Öğrenmek fark etmektir.
Sülük Tedavisi - Ruhsal ve Fiziksel Hastalıklarda Geleneksel Tedavi
Modern tıp; hastalıkların tanımında ve tedavisinde son yüzyıllarda büyük bir ilerleme kaydetti. Röntgen ve radyo dalgaları ile başlayan devrim ses ışık elektronik ve manyetik enerjinin ultrason lazer ve emar gibi cihazların kullanılmasına neden oldu.
Bu gelişme nedeniyle insanın fiziki beden yapısını bugün bir çok yönden derinlemesine incelenebiliyor ameliyatlarda bu imkanları da kullanıp uygulamalar yapılabiliyor. Geçmişten bugüne bakacak olursak mikrobik hastalıklar kontrol altına alındı. İnsanların ortalama ömürlerinde büyük artışlar görüldü. Fakat son yüzyıllarda ki bu ilerlemenin yanı sıra kanser kalp damar tıkanıklıkları felç şeker hastalığı ve şişmanlık vs. gibi hastalıklarda da büyük bir artış görülmeye başlandı. Salgın hastalıklar azalırken insanın kendi bağışıklık sistemine saldıran yeni hastalıklar ortaya çıkmaya başladı.
Son yıllarda ilaçların yan etkilerinden ve alerjilerden kurtulmak için eski yöntemlere başvurulmaktadır. En büyük dikkat ise ecdadımızın kullandığı yöntemlerden biri olan sülük koyma (Hirudo terapi) dir. Hirodo terapi tıbbi sülüklerin tedavi amaçlı kullanılmasıdır. Yakın zamana kadar varis hemoroid hipertansiyon kalp yetmezliği ve jinekolojik hastalıkların çoğunda kullanılmıştır. Artık günümüzde uzmanlar tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır. Hatta sülükleri Avrupa'da eczaneden bile almak mümkün hale gelmiştir.
Hacamat - İslam ve Tıbbi Tedavi
Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır. "İki nimet vardır ki insanların çoğu bunda aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit." İnsanı ve hastalıkları yaratan Allah Teâlâ yarattığı her derdin devasını da yaratmıştır. İnsana düşen vazife hastalıklardan kurtulma yollarını arayıp tedavi olmaya çalışmaktır. Nitekim insanlara her konuda rehber olarak gönderilen Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) de hastalandığında hekimlere tedavi olmuş hastalanan ashabı için de hekimler çağırmış ve zamanın tedavi yöntemlerinden faydalanmıştır. O zamanın tedavi yöntemleri arasında en yaygın olarak kullanılan hacamat da Peygamberimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) sıkça başvurduğu ve ümmetine tavsiye ettiği bir tedavi şekli olmuştur. Hacamat binlerce yıldır dünyanın birçok yerinde koruyucu hekimlikte ve hastalıkların tedavisinde uygulanmış günümüzde de alternatif tıpta en fazla tavsiye edilen tedavi metotlarından biri hâline gelmiştir. Bu kitapta geçmişten günümüze hacamat ve tedavi yöntemleri anlatılmaktadır.