İdamlık Genç, Emine Şenlikoğlu, Mektup Yayınları
Bayrampaşa Cezaevvindeyim. "Yeni mahkûm geldi.” dediler.
Baktım hüzünlü bir kadın. Cezaevine giriş anında bazı mahkûmlarda görünen şoke
olmuş hali sergiliyor. Yanına gittim, birileri daha vardı. "Hoş geldiniz.”
filan diyorum ama cevap vermiyor. Sonra Arap olduğunu bizi anlamadığını
söyledi. Komşu bir devletten gelmiş. Ona sahte pasaport vermişler. Burda
yakalanınca hemen onu hapsetmişler. Arap kadınla samimiyetimiz arttı. Bana 1949
yılında babasının yaşadığı ilginç ama çok ilginç olayı ve hayatını anlattı.
İnanılmaz, "Abartı” denilir diye roman yapmakla yapmamak arasında gidip geldim.
Cezaevinden çıktıktan sonra öyle insanla karşılaştım ki. O insanlar bana âdeta
romanı yaz, dediler. Mektup Dergisi’nde yazdığım bir yazıdan dolayı mahkemem
devam ediyordu. Mutlaka ceza alacağım söyleniyordu. Bir candan okuyucum ısrarla
suçu üzerine almak istediğini söylüyordu. Benim için ölüme bile seve seve
gidebilecek sevgisi vardı ve bir dalkavuk sevgisi değildi bu. Başka olaylarda
yaşadım. İnsanların fedakarlıklarını gördüm. Maddi manevi her türlü
imkanlarıyla yanımda olanları gördüm. İşte o zaman dedim ki "Bu Roman yazılmayı
haketti. Abartı değil, azda olsa bu romandaki insanlar gibi insanlar var.
Gözlerim buna şahit oldu.” Romanı yazmaya başladım. Güzelde bir kurgu
yakalamıştım. Cezaevinde kışın gece yarısı beni uyandırıp "Ne olur Emine
Hanfendiciğim canım dondurma istiyor, sizden rica etsem dundurma getirtebilir misiniz?”
diyen sosyeteden bir bayan mahkûm vardı, onu da erkek olarak ilave ettim
hikayeye. Gece yarısı romanı yazıyorum başlangıcı beni öyle çok güldürüyordu
ki, gülme krizine tutuldum. Kimi okuyucunun hiç gülmediği bu aşırı şişman
mahkumun halleri beni ve okuyucumun çoğunu çok güldürdü. Onu anlatıyordum.
İdamlık gencin birinci bölümünü yazarken, gece yarısı beni gülme krizi tuttu.
Bir de baktım eşim kafasını uzatmış, rengi bembeyaz olmuş bana bakıyor. "Ne
oluyorsun? Gecenin bu saatinde neden gülüyorsun.” şeklinde soru sordu. Ben de
"kitabın konusu beni çok güldürüyor.” dedim. İdamlık Genç’in son bölümüne
geldim. Bu defa çok ağlıyordum. Eşim yine gördü beni; "Allah Allah bu nasıl
roman ya. Önce gülüyordun şimdi ağlıyorsun. Bitir şunu da okuyayım.” dedi. İşte
böyle bir roman İdamlık Genç.