Mana Deryasının İncisi, Muhyiddin İbni Arabi

Hasan Karagözoğlu 

KIRK KANDİL 

Marifet çağlayanı; Keşf ve Fütuhât sahibi, Şeyhi Ekber’in Seyr’ini, Sülûk’unu ve Mirac’ını okurken, aynı zamanda çocukluğunu alışageldiğimiz bir çocukluktan öte bu dönemde yaşadığı Halveti ve Keşif’lerini, yaşadığı devrin büyük Fakih ve düşünce adamı Îbni Rüşd’le tanışmasını sağlayan bir babanın evladı olmakla beraber civarda bulunan Hıristiyan ve Yahudi din adamlarıyla girdiği münazaraların yanı sıra Müslüman ilim adamlarının ortaya attıkları tezlerden dolayı diğer din mensuplarının hayretlerini de müşahede edeceğiz.

İlim tahsil etmek için yaptığı seyahatleri, eserlerini yazma sürecinde yaşadığı Hal’leri, bulunduğu yerlerdeki siyasi durumlar ve yöneticilerle ilişkileri; tavsiyeleri ve mektupları, hocaları, şeyhleri...

Ve kendisine, bir gece kayan yıldızla vefatı, parlayan yıldızla da Muhyîddin Îbni Arabî’nin doğacağı işaret edilen ve mana aleminde onunla konuşan, vefatından sonra hırkasının kendisine verilmesini vasiyet eden Kutbu Azam Şeyh Abdülkadir Geylani ile manevi ilişkisi, Velayetin Hâtemî’nin şiirlerinden ve mektuplarından seçmeler okurken, Anadolu’ya kadar gelişini ve Konya’da Sadreddin Konevî ile onları buluşturan ve baba-oğul kılan serencama şahit olup, Hallacı Mansur, Bayezîdi Bîstami ve birçok mana eriyle İrfan sofrasına misafir olacağız.