Marifetname (3 Cilt), Erkam Yayınları

977,94 TL
Stok Kodu
9789944833370
*92,86 TL den başlayan taksitlerle!!

Kitap : Marifetname

Yazar : Erzurumlu İbrahim Hakkı (ra)

Tercüme : Cafer Durmuş - Dr. Kerim Kara

Yayınevi : Erkam Yayınları

Kağıt - Cilt : 1. Hamur Beyaz - Lüks Ciltli, 3 Cilt takım

Sayfa - Ebat : 1.872 sayfa - 17x24 cm

Yayın Yılı : 2011

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Erkam yayınları, Erzurumlu İbrahim Hakkı (ra) tarafından yazılan Marifetname adlı kitabı incelemektesiniz. 3 cilt Marifetname kitabı hakkında yorumları okuyup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.

 

Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2

 

Eksiksiz tüm övgüler; âlemlerin Rabbi olan, hakkı batıldan ayırt ettiren, kitabı indir en Allah'a, salat ve selam da o indir ilen Kur'an'ı bizzat yaşayarak kendi hayatında gösteren, sınır koyma yetkisi kendisine verilen O'nun Rasulüne, ehli beyte ve ashabına olsun. Amin

 

 

SUNUŞ

 

Bismiilahirrahmânirrahîm.

 

Cenâb-ı Hakk'a sonsuz hamd ü senalar olsun. O'nun Sevgili Habibi Haz-ret-i Muhammed Mustafa (s.a.v.)'e, âline, ashabına salât u selâm olsun.

 

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri'nin şaheseri sayılan Mârifetnâme, toplayıcı muhtevası ve kuşatıcı üslubu ile eşine az rastlanır bir zenginliğe sahiptir. Bu özelliği sebebiyle ülkemizde ve tslam Dünyası'nda müstesna bir mevkii vardır. Elhamdülillah, Mârifetnâme'yi bu günkü kuşakların anlayabile­ceği sade bir dil ve akıcı bir üslupla yeniden insanımızla buluşturmak Erkam Yayınları 'na nasip oldu.

 

Mârifetnâme, telif edildiği zamanın ilmî seviyesinin üstünde bir idrak ve sezgi ile yazılmış nev-i şahsına münhasır, kıymetli bir eserdir. Eserde birbi­rinden bağımsız pek çok ilim dalı pratik hayatta istifade edilecek bir tarzda özetlenmiştir. Kuşatıcı muhtevası ve akıcı üslubu ile kısa sürede milletimizin hüsnü teveccühüne mazhar olmuştur. Belli bir zaman diliminde bazı bölge­lerde başucu kitabı edilerek Kur'ân-ı Kerim'den sonra en çok okunan kitap olma hüviyetini haiz olmuştur. Hatta insanlar onunla tefe'ül etmişler, âdâb-ı muaşeretle ilgili bazı maddeleri ezberlemişlerdir.

 

Mârifetnâme çokça okunarak istifade edildiği dönemlerde, toplumun bilinçlendirilmesine ciddi katkı sağlamış, ilim ve irfan sahibi ahlaklı nesiller yetiştirilmesinde önemli hizmetler görmüştür. Bu itibarla elinizdeki sadeleşti­rilmiş metnin, günümüzde önemli bir boşluğu dolduracağına inanıyoruz. Yeni kuşakların ilmi irfan ile buluşturarak yetişmesi, İslâm ahlakının üstün erdem­leriyle donanması ve İslâm âdabı ile edeplenmesi adına kültür hayatında pek mühim bir hizmet göreceğini ümit ediyoruz.

 

Mârifetnâme'nin ana başlıklarını oluşturan bölümlere bakıldığında görü­lecektir ki Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri okurun önüne, insân-ı kâmil olmak gibi ulvî bir hedef koymaktadır. Ona göre bir mü'minin matematikten astronomiye, geometriden coğrafyaya, insan psikolojisinden iklimlere kadar insan hayatını ilgilendiren her konuda malumat sahibi olmalıdır.

 

Ancak bilinçli bir okuyucu bunlara da takılıp kalmamalı ve ilimleri basa­mak yaparak marifet-i Mevlâ'ya talip olmalıdır. Oradan muhabbet-i Mevlâ'ya vasıl olmak İçin nefs-İ emmâreyi riyâzâta tabi tutmalıdır. Daima kötülükleri emreden nefis, râzıye ve kâmileye nasıl vâsıl olarak, Peygamber aleyhisselâ-mın mükemmel ahlakını kuşanmaya gayret etmelidir. Evliyâ-yı kiramın titizlikle riayet ettiği âdâb ve erkânı öğrenip hayatına tatbik etmelidir.

Mârifetnâme, ilim çevrelerinin kendisine bigane kalamayacağı bir tasavvuf klasiğidir. Kalbî rikkat sahibi gönül erbabının her satırında ilim ve irfana kana­cağı bir marifet pınarıdır. Çünkü bu kıymetli eserde ele alınan ilmî bahislerin hiçbiri kuru bilgi yığını halinde işlenmemiştir. Bilakis bütün müsbet ilim dallan Allah'ın nihayetsiz kudretini tefekküre sevk edecek bir tarzda adeta maneviyat zerk ederek anlatılmıştır.

Şu kadar var ki, 20. Yüzyılın ilk yansında Türkçe'nin geçirdiği hızlı değişim ve dönüşümle başka faktörler Mârifetnâme'nin icra ettiği müsbet tesirin azal­masına sebep olmuştur. Yetişmekte olan kuşaklar, bu kıymetli eseri aslından okuyup anlamaktan hızla uzaklaşmışlardır. Bu güne kadar yapılan sadeleş-tirilmeler ise, eserin aslî hüviyetini ve gönüllere nüfuz eden manevî iklimini okuyucuya yansıtmakta yetersiz kalmışlardır.

 

Bu itibarla Erkam Yayınları uzun zamandır titizlikle sürdürülmekte olan bu çalışmayı neşriyatımız araşma katmanın önemli bir kültür hizmeti olacağını değerlendirdi. Muhterem Cafer DURMUŞ ve Dr. Kerim KARA beyefendilere çalışmalarından dolayı teşekkür ediyoruz. Eseri aslî hüviyetine yaraşır bir ka­litede yeniden gün yüzüne çıkarmak için büyük emek verdiler. Biz de Erkam Yayınları olarak bu kıymetli eseri en iyi şekilde siz kıymetli okurlara sunmak için gayret ettik, hiçbir fedâkârlıktan kaçınmadık.

 

Erkam Yayınları olarak bu kıymetli eseri yeniden okuyucu ile buluştur­manın bahtiyarlığı içindeyiz. Sizleri ilim ve irfan deryası olarak tarif edilen Mârifetnâme ile baş başa bırakıyoruz. Temennimiz, eserin ulaştığı her yerde azami istifadeye medar olması ve okuyucularını insân-ı kâmil olmanın şevk ve heyecanı ile buluşturmasıdır

 

Erkam Yayınları / 2011

 

 

ÖNSÖZ

 

Mârifetnâmenin Yeniden Doğuşu

 

Bütün varlıkları insana hizmet için, insanı da Yüce Zâtı'nı gereğince bilmesi ve kulluk etmesi için yaratan Allah Teâlâ'ya hamd ü senalar olsun. Salât ü selâm, âlemlerin yüzü-suyu hürmetine yaratıldığı Habîb-i Kibriyâsı'-na, âline ve ashabına olsun.

 

Mârİfetnâme, merhum müellifinin nitelemesi İle faydalı ve güzel bir kitap (kitâb-ı müstetâb) olup, "kendini bilen Rabbini bilir" düsturu ile özetlenen marifet nazariyesi üzere bina edilmiştir. Bir mukaddime, üç fen ve bir hatimeden meydana gelmiştir. Söz konusu beş bölümde hangi konuların işlendiği, mukaddimede müellifin o nezih üslubu ile açıklanmıştır. Eserin ana temasını şöyle özetleyebiliriz:

 

İnsan, öncelikle manevî âlemlerin azameti hakkında fikir sahibi olmalı, kainattaki işleyişin mükemmelliğini düşünmelidir. Sonra şu "oluş ve bozuluş âlemi "ndeki (âlem-i kevn- u fesâd) dönüşüme bakmalı ve eşyanın vücuda gelmesine sebep olan unsurları (anâsır-ı erbaa) tanımalıdır. Bitkilerle, ma­denlerin oluşumunu tefekkür edip, rüzgarın ve havanın tesirleri hakkında malumat sahibi olmalı ve bütün bu nimetlerin insan için hazır edildiğini bilmeli; beşeriyet içinde makbul olanın da insân-ı kâmil olduğunu idrâk etmelidir. Matematik ve geometriden ana hatlarıyla haberdar olmalı, gıda ve ilaçları tanımalı; insan fizyolojisi hakkında bilgi sahibi olmalıdır.

 

Bütün bunları kendini tanımaya basamak yaparak nefsi tasfiye ve tezkiye metotlarını öğrenmelidir. "Nefs-i emmâre"den "mutmainne"ye vâsıl olmak için çirkin sıfatlardan arınıp övülen sıfatları kuşanarak "irfan sahibi olmaya çalışmalı; muhabbet-i Mevlâ'ya talip olmalıdır...

 

Merhum müellif, okuru gayelerin gayesine (aksa'l- gâye) ulaştırmak için, Marifetname'de birçok ilim dalını ihtisar etmiştir. Eser, bu hususiyeti sebebiyle yüzyıllarca milletimizin hüsn-i teveccühüne mazhar olup başucu kitabı olarak okunmuştur.

Mehmed Zikri Efendinin "Açıldı bahr-i irfan, müjdeler olsun uşşâ-ka, her fende" mısaraıyla takdim ettiği Mârifetnâme, "irfan deryası" nite­lemesini fazlasıyla hak etmiş ansiklopedik bir eserdir. Fakat kuru bir bilgi yığınından ibaret değildir. Çünkü müellif işlediği her "madde"yi sonunda, Allah'ın nihayetsiz kudretine şehâdet ettirmektedir:

 

Mesela denizlerle ilgili bahsi bitirirken, "Hikmetiyle denizleri yaratan Yüce Allah, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir" der. Suda yaşayan canlılarla ilgili anlattıklannı "Her canlı şeyi sudan yaratan Allah'ı teşbih ederiz. O, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir" şeklinde bitirir. Ayın, güneşin menzillerine dair olan bahsi, "Bu, kudret sahibi Allah'ın takdiriyle-dir" sözleriyle bitirir. "Mülkünde olanların en doğrusunu, ancak Allah teâlâ bilir" diyerek ufkunuzu açar...

İbrahim Hakkı Hazretleri bu ve benzeri cümlelerle nihayetlendirdiği her konuya âdeta maneviyat zerk ederek okuru bilinçlendirmeye çalışır ve bununla, etrafında olup bitenden habersiz olmamak gerektiğini vurgular. Eserin başından itibaren kainattaki mükemmel işleyişe nazar-ı dikkatini celp ettiği okuru, tasavvufî ve ahlâkî öğretinin yoğun olduğu üçüncü Fen'den sonra yeni bir uyanışla arınmaya davet eder:

Dünya ve ahiret saadetinin Allah Rasûlü'nün ahlâkını kuşanarak evliyâ-ullahın izince yürümekle elde edileceğini işaret eder. Nereden gelip nereye gittiğine (mebde' ve meâd) bakarak son menziline nasıl hazırlanması gerek­tiğine dair altın değerinde öğütler verir. Bir yandan aile efradı ve komşularla iyi geçinmenin inceliklerini anlatırken, diğer taraftan avam (mecâhil-i nâs) ile oturup kalkmanın âdabını, âlimler huzurunda bulunmanın nezâketini sıralar. Unutmanın nedenlerini ve bereketsizliğe sebep olan sebepleri sayar. Elin, kulağın, dilin, gözün ve midenin âfetlerini sıralar, unutkanlığa sebep olan davranışları hatırlatır. Ve hemen her mevzuu birbirinden enfes manzumelerle tezyîn eder.

 

Torunlarından Uğur İbrahimhakkıoğlu'nun tespitine göre Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri şiir ve edebiyatı halka tanıtıp sevdirmek, onla­rı yanlışlardan koruyup iyiye ve güzele sevk etmek için bir vâsıta olarak kullanmıştır. Bunu yaparken, insanın fizikî yapısı ile buna bağlı olarak başka sebeplerle şekillenen davranışlarını ve bazı bölgeler ahalisinde baskın karakter halinde tezahür eden sosyolojik gerçekleri yeri geldikçe açıkça ifade etmekten çekinmemiştir. Merhum müellifin bu tavrının "doktora ve hocaya ayıp olmaz" deyimine uygun düştüğünü söyleyebiliriz. Ancak biz, sadeleştirerek herkesin istifadesine sunacağımız metnin her ortamda ra­hatça okunabilir olmasını esas aldık. Söz konusu tespitlerin tıpkıbasım ve translitere nüshalarında mahfuz kalması gerektiğini düşündük. Bu düşünce ile sadeleştirmede bazı tasarruflarda bulunarak yanlış anlamaya sebep ola­bilecek kısımlarını ihtisar ettik.

 

Bu uzun soluklu çalışmaya başlarken şu düşünceyle hareket ettik: Marifetname , astronomiden anatomiye, matematikten ilm-i nebata ve hatta kıyafetnâmeye kadar ele aldığı her konuda okuruna doyurucu malumat veren; okuyucuyu bilgilendirirken irfan sahibi kılan ilmî ve edebî değeri yüksek, ansiklopedik bir eserdir. Ve bu toplayıcı (cami') özelliği sebebiyle, istifade niyetiyle okuyanlan -üç asra yaklaşan bir zamandır aydınlattığı gibi-bugünde ve yannlarda da irfan sahibi kılmaya devam edecektir. Dolayısıyla onu, yetişmekte olan kuşaklann okuyup anlayacağı bir üslupla yeniden istifadeye sunmak boynumuzun borcudur.

 

Yapılması gereken, Marifetnameyi bugünkü kuşaklarla buluşturacak kapsamlı bir çalışma ortaya koymaktı. Biz de bunu başarmak için yola çıktık ve bunu yapmak için eserin mutlaka tıpkıbasımının yapılması ve onun yanında translitere edilmiş nüshasının kapsamlı bir indeks ile birlikte verilmesi gerektiğini değerlendirdik. Ancak bundan sonra aslına mutabık bir sadeleştirmenin anlamlı olacağını düşündük. Bütün bunları herkesin okuyup istifade edebileceği bir üslupla hazırlanmış, kapsamlı bir biyografi ile taçlandırdık.

 

Şunu belirtmek isteriz ki, bu çalışmanın her aşamasını en doğruyu en iyi şekilde yapma şevkiyle yürüttük. Ve sadeleştirmesini yaptığımız her bölümü, ilgili sahanın mütehassısı ile birlikte okuyarak kontrol ettik. Bu itibarla elinizdeki sadeleştirme nüshasının, herkesin okuyup istifade edebi­leceği şekilde sade ve anlaşılır olduğu kadar, ilim adamlarının asıl nüsha ile mukayese etmesine imkân verecek kadar şeffaf olduğunu belirtmek isteriz. Metinde görülecek köşeli parantez içindeki varak numaraları vasıtasıyla tıpkıbasım nüshası ve translitere nüshadan konuların akışı birebir takip edilebilecektir.

 

Bu noktada okuyucudan istirhamımız şudur; özellikle manevî âle­min vûs'ati ve yaratılış ile ilgili maddelerle kıyafetname ve âdâb bölümleri okunurken, biyografide yapılan hatırlatmalar mutlaka gözönünde bulun­durulmalıdır. Bu kıymetli eserden azami derecede istifade etmek isteyen muhterem okuyucularımızın öncelikle biyografideki Marifetname ile ilgili değerlendirmeleri dikkatlice okumaları gerekiyor.

Biz, eserin doğru anlaşılması ve istifadeye medar olması için elimizden geldiğince gayret ettik.

Metinde geçen ve atıfta bulunulan bütün âyet-i kerîmelerin âyet ve sûre numaralarını belirttik. Hadis-i şeriflerden tespit edilebilenlerin kaynağını dipnotlarda gösterdik ve ıstılahların muhafazasına özen gösterdik.

 

Sadeleştirme ve translitere çalışmaları ile birlikte tıpkıbasımı yapılacak nüshanın seçimi ve fotoğraf çekimi için gerekli prosedürün takibi dâhil ol­mak üzere, yaklaşık on yılda tamamlayarak müstakil bir " külliyat " şeklinde baskısını gerçekleştirdiğimiz " Marifetname seti " ile ilgili bütün aşamalarda kılı kırk yarar bir titizlikle çalıştık. Ve bu süreçte daima aşağıda isimlerini saydığımız kıymetli hocalarımızla, iç kapakta isimleri yazılı aziz dostlarımı­zın değerli yardımlarına mazhar olduk. Onların desteğine güvenerek zor ya da çetrefilli olan hiçbir satırı atlamadık. Gerekli gördüğümüz için tasarrufta bulunduklarımız hariç, hiçbir satırın müphem ya da muğlak kalmasına razı olmadık. Bu kıymetli eseri lâyık olduğu şekilde günümüz Türkçesine kazandırabilmek için, karşılaştığımız güçlüklere severek katlandık. Ancak çalışmaların bitimine yaklaştığımızda bir acı kaybımız oldu; kıymetli mesai arkadaşımız Dr. Kerim Kara'yı elîm bir trafik kazasında kaybettik. Eserin, onun azîz hatırası adına bir sadaka-i câriye olmasını Cenâb-ı Hak'tan niyaz ederiz.

 

Bu kıymetli eserin yeniden gün yüzüne çıkmasında büyük emeği olan, çalışmanın her aşamasında maddî manevî desteğini bizlerden esirgemeyen, merhum müellif Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri'nin torunlarından muhterem Fahreddin Tivnikli Beyefendi'ye kalbî şükranlarımızı arz ediyo­ruz. Bu vesile ile Hazret'in mısralarında geçen hayır duadan kendilerinin de hissedar olmasını Cenâb-ı Mevla'dan niyaz ederiz.

 

"Hakkı'ya ölmez oğuldur bu kitâb

Andırır hayr ile anı bî-hisâb"

 

Çalışmanın başından itibaren desteklerini esirgemeyerek bizi her za­man en iyi ve en doğruyu aramaya yönlendiren kıymetli hocalarımız Prof. Dr. Mustafa Tahralı, Prof. Dr. H. Kamil Yılmaz, Prof. Mustafa Uzun ve Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç beylere şükranlarımızı sunuyoruz.

 

" Mârifetnâme ' nin Yeniden Doğuşu " adını verdiğimiz bu çalışmanın, eserin başka dillere çevrilerek neşrine kapı açması en büyük temennimizdir. Ümidimiz, ülkemiz semâlarında parıldayan bir yıldızı, insanlığın tanımasına vesile olmaktır. kitap. ( erkam yayın marifetname oku. 1. Hamur. satış, oku, 3 cilt, kitabı, online satın al, ucuz kitap, yayın, ERKAM kitaplar, ucuz dini kitap, erzurumlu ibrahim hakkı hazretleri kitap. uygun fiyat, kitabı, marifetname, islami yayınlar, islami kitap, internet, islam, yayınevi, marifetname 3 cilt fiyatı )

 

Cafer Durmuş

15.06. 2011

 

 

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, birçok ilimde söz sahibi olan âlim ve fâzıl bir şahsiyettir. Meşhur eseri Marifetname başta olmak üzere, eserlerinde ele aldığı konular ve yaptığı uygulamalar onun çok yönlülüğünü ortaya koymaktadır.

 

Şeyh Osman Efendi’nin oğlu olan İbrahim Hakkı, 18 Mayıs 1703 (H. 2/3 Muharrem 1115) yılında Erzurum’a bağlı Hasankale’de doğmuştur. Babası, Derviş Osman Efendi, annesi ise Peygamber Efendimizin sülalesinden olan Şerife Hanife Hatun’dur.

Altı yaşında annesini kaybeden küçük İbrahim Hakkı, dokuz yaşından itibaren babası ile beraber İsmail Fakirullah Hazretlerinin hizmetinde bulunmuş, babasının vefatı üzerine 1720 yılında Erzurum’a gelmiştir. Burada medrese tahsili ile meşgul olan genç İbrahim Hakkı, sekiz yıl ayrılıktan sonra Fakirullah Hazretlerinin yanına dönmüş ve tasavvufî eğitimine devam etmiştir.

 

Şeyhinin vefatı üzerine (1735) Erzurum’a dönen İbrahim Hakkı Hazretleri, Habib Efendi Camii’nde imam-hatiplik vazifesine başlamış, bir müddet sonra da evlenmiştir.

1747 senesinde İstanbul'a gelen ve Sultan I. Mahmud’un iltifatı ile karşılaşan İbrahim Hakkı Hazretleri, sarayda bulunan kütüphaneden son derece istifade etmiştir. Kendisine Erzurum’daki Abdurrahman Gazi (Abdurrahman Dede) Tekkesi Zaviyedarlığı verilen hazret, eserlerini telif ederken aynı zamanda talebe de yetiştirmiştir.

 

Erzurum’a dönen İbrahim Hakkı Hazretleri, Tevhîd, Ruznâme, Dîvân ve Tertîbü’l-Ulûm adlı eserlerini hazırlamıştır. Türkçe ve manzum olarak yazdığı Tertîbü’l-Ulûm adlı eserinde "Hakkı” mahlasını kullanan İbrahim Hakkı Hazretleri, 1756/1757 yılında meşhur eseri Marifetnâme’yi tamamlamıştır. Daha sonra İrfâniyye ve İnsâniyye adlı eserleri yazan üstad, kendisinin ve Marifetnâme’nin yanlış anlaşılmaması için Urvetü’l-İslâm ve Hey’etü’l-İslâm adlı eserleri kaleme almıştır.

 

İbrahim Hakkı Hazretleri, hac ziyaretlerini yaparken yol güzergâhındaki ve Hicaz Bölgesi’ndeki ilim merkezlerini ziyaret ederek buralardaki ilim erbâbı ile görüşmeler yapmıştır.

 

Erzurum, Hasankale ve Tillo’da hayatını geçiren ve birçok talebe yetiştiren hazret, 1771 yılında son defa Tillo’ya gelerek vefatına kadar burada kalmıştır. İbrahim Hakkı Hazretleri, şeyhi için Tillo’da yaptırdığı türbede, ışığın kırılma sistemine dayanan sabit optik bir tertibat kurarak her sene 22 Mart sabahında, güneş ışıklarını şeyhinin mezarının başucuna düşürmüştür.

Türbe, 1964 yılında restore edilirken İbrahim Hakkı Hazretlerinin kurmuş olduğu bu optik tertibat bozulmuş, yakın zamanlara kadar da yapılamamıştı. Yurtdışından getirilen uzmanlar bile sistemin nasıl çalıştığını anlayamadıklarını söyleyerek bu optik tertibatı tamir edememişlerdi.

 

13 Haziran 2011 tarihli Siirt’te Hürriyet Gazetesi’nin verdiği haberden, Siirt’in Aydınlar (Tillo) İlçesi’ndeki Şeyh İsmail Fakirullah Hazretleri Türbesi’nde İbrahim Hakkı Hazretleri tarafından kurulan ve yaklaşık 50 yıldır bozuk olan bu ışık düzeneğinin tamiri için, valilik tarafından başlatılan çalışmaların sonuçlandığını öğrenmiş bulunuyoruz. Her yıl gece ve gündüzün eşit olduğu 21 Mart ve 23 Eylül günlerinde yılda iki kez çalışabilecek olan optik tertibatın tanıtımı, 23 Eylül 2011 tarihinde yapılacaktır. Bu program vesile ile hem Tillo, hem de burada bulunan manevî önderler tanıtılmış olacaktır.

22 Haziran 1780 (19 Cemâziyelâhir 1194) tarihinde Tillo’da vefat ederek, şeyhi Fakirullah Hazretleri için yaptırdığı türbeye defnedilen İbrahim Hakkı Hazretleri, eserlerini ana ve evlat eserleri diye ikiye ayırmıştır. Dîvân, Marifetnâme, İrfâniyye, İnsâniyye ve Mecmuâtü’l-Meânî; ana kitaplarını, Tuhfetü’l-Kirâm, Nuhbetü’l-Kelâm, Meşâriku’l-Yûh, Sefîne-i Rûh, Kenzü’l-Fütûh, Defînetü’r-Rûh, Rûhu’ş-Şürûh, Ülfetü’l-Enâm, Urvetü’l-İslâm, ve Hey’etü’l-İslâm adlı eserleri ise, ana kitaplarından derlenen evlat kitaplarını oluşturmaktadır.

 

Üstadın elli üç yaşında iken tamamlayıp oğlu Ahmed Naimî’ye ithaf ettiği Marifetnâme, Doğu’nun Mesnevîsi sayılmış, belli bölgelerde Kur’ân-ı Kerîm’den sonra en çok okunan kitap olmuştur.

Mârifetnâme’de, "Men arafe” sırrı, yani "Kendini bilen Rabbini bilir” düsturu vurgulanmak istenmiştir. Bu düstura göre insan; kendini, Allah’ın yarattıklarını ve Allâh ü Teâlâ’yı iyice tanımalı, kendindeki cevheri keşfetmelidir. Bu eserde, rûhî arınmaya davet edilen okuyucuya, dünya ve ahiret saadetinin yolları gösterilerek zamanının mürşid-i kâmilini arayıp bulması tavsiye edilir.

 

Marifetnâme’de ortaya konulan tespitler, insanın ihtiyaçlarına yönelik olduğundan samimiyetle istifade etmek isteyenler ondan azamî derecede faydalanırlar. Marifetnâme okuyucusu, sabırlı olmalı, kitabın yazılış gayesini ve hedefini bilerek eserden faydalanma yoluna gitmelidir.

Çok yönlü bir eser olan Mârifetnâme, her kesimi ilgilendiren konuları ana hatlarıyla ihtiva etmektedir. Marifetnâme’de on iki ilim dalına yer verilmiş, bir konudaki eski ve yeni görüşler bir araya getirilmiştir. Yazma ve matbu nüshaları olan Marifetnâme; beş bölümden meydana gelmektedir. Eserde konular ayrıntılı olarak anlatılmış, şiirlerle okuyucunun ilgisi artırılmaya çalışılmıştır. Netice olarak Marifetnâme, müsbet ilimleri ilâhî kaynakla buluşturan aşkla yazılmış bir kitaptır. Onda Mevlânâ ve Yunus Emre gibi gönül erlerinin manevî tesirleri vardır.

 

İbrahim Hakkı Hazretleri bir şiirinde, cahil, ârif ve aşk ehlini şöyle anlatır:

 

"Cahilin ilmi, cem'-i mal iledir,

Ârifin izzeti, kemâl iledir.

Aşk u şevk ehli, vecd-i hâl ister;

Ne kemâl ister, ne mal ister.”

 

Marifetnâme’nin uzun yıllardan beri süren sadeleştirme çalışmaları tamamlanmış olup bu titiz çalışma, üç cilt halinde Erkam Yayınları’ndan çıkmıştır. Kıymetli mesai arkadaşım Cafer DURMUŞ ve geçen sene rahmet-i Rahmân’a kavuşan Dr. Kerim KARA’nın birlikte yapmış oldukları bu güzel çalışma, her ortamda kolaylıkla okunup anlaşılabilecek bir seviyede olması açısından çok önemlidir.

 

Zor ve karmaşık görünen hiçbir ibarenin geçiştirilmeden konunun uzmanlarına müracaat edilerek izah edilmesi, metinde geçen âyet-i kerîme ve hadîs-i şeriflerin kaynaklarının verilmesi, eserin tıpkıbasım, çeviri yazı, ve sadeleştirme olarak ele alınarak güzel bir dizinle desteklenmesi, sadeleştirme metninin tıpkıbasım ve çeviri yazı ile sayfa tutacak şekilde hazırlanmış olması, eserin kalitesini ortaya koymaktadır.

 

Bu kıymetli eseri yeni bir düzenleme ile ilim hayatına kazandıran merhum Dr. Kerim Kara Beyefendi’ye Allah’tan rahmet diler, başta Cafer Durmuş kardeşim olmak üzere tüm emeği geçenlere teşekkürü bir borç bilirim.

 

Siz kıymetli okurlarıma,"Marifet iltifâta tâbidir. Müşterisiz metâ zâyidir.” sözünü hatırlatır, uzun yılların emeği olan bu güzel eserden temin ederek istifade etmenizi -haddim olmayarak- tavsiye ederim.

 

Ahmet Semih Torun - Habername

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin Ölümsüz İlmi Bilim Kitabı Olan Marifetname On Senelik Bir Çalışma Yapılarak Siz Değerli Okuyucularımız İçin Gün Yüzüne Çıkıyor.
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Marifetname (3 Cilt), Erkam Yayınları Marifetname (3 Cilt), Erkam YayınlarıMarifetname 3 Cilt, Erkam Yayınları 977,94 TL 9789944833370
Marifetname (3 Cilt), Erkam Yayınları

Tavsiye Et

*
*
*
Kitap engel tanımaz.
Okumaktan vazgeçmeyin... 
Oku emrine adanmış ömürlere muhabbetle hürmetle
biz sizin için burada olacağız, katkılarınızla daha çok çalışıp kendi sınırlarımızı zorlayacağız.
Selam ve Dua İle... 
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.