...
Azize, tekrar söz söyleyerek: Bize akıl ve hırstan bahset dedi. O da cevap verdi:
ruhlarınız, nice nice zamanlar bir harp sahnesidir ve burada aklınız ve muhakemeniz hırs ve şehvetinize karşı savaşlara girer. Elimden gelseydi, ruhunuz içinde barış sağlamak, unsurlarınız arasında ahenksizliği ve rakipliği birliğe ve ahenge çevirmek isterdim.
Fakat ne mümkün? Çünkü sizin barışçı olmanız, hatta unsurlarınızı sevmemiz gerektir.
Aklınız ve hırsınız deryalara düşen ruhunuzun dümeni ve yelkenleridir.
Dümeniniz kırılır veya yelkenleriniz yırtılırsa, ancak çırpınır ve çarpınır, yahut denizin ortasında duraklarsınız.
Çünkü akıl tek başına hüküm sürerse, bağlayıcı kuvvet olur ve hırs, bakımsız kalırsa, kendini mahvedinceye kadar yanan bir aleve benzer.
Onun için ruhunuzu bırakınız, hırsınız bütün hızıyla aklınızı şahikalar kadar yükseltsin, o da orada terennüm etsin.
Ruhlarımız, hırslarımızla aklımıza yol göstersin ki onlarda her gün öldükten sonra dirilerek yaşasın ve anka kendi küllerinin üzerinden kalksın.
Dilerim ki, muhakemenizi ve hırsınızı, evinize gelen iki aziz misafir gibi karşılayınız.
Şüphe yok ki, bir misafir, diğerinden üstün tutanlar yalnız ihmal ettikleri misafirin değil, ikisinin de sevgisini ve inancını kaybederler, mutluluğunuz için siz de aklı içinde dinlenir ve hırs içinde hareket edersiniz.
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!