Nesefi Tefsiri Tercümesi 10 Cilt, Şamua, Ravza Yayınları
%30İndirim
5.915,00 TL
8.450,00 TL
Stok Kodu
3002364100010şamua
*561,63 TL den başlayan taksitlerle!!
Stoklu Tefsir Kampanyası Acele Edin
Tükenmeden Alın...
İmam Nesefi´nin Medarikü´t Tenzi´l- ve Hakaiku´t-Te´vil adlı eseri Zemahşeri´den sonra dirayet tefsirleri içinde müstesna bir mevkiye sahiptir. Muhtasar ve Cami bir tefsirdir. Müellif kendisinden önceki tefsirleri ya da çok uzun ya da anlaşılmayacak veya faydalı olmayacak derecede kısa bulmuş ve orta hacimli bir eser yazmıştır. Bu tefsir İslam Dünyasında çok büyük itibar görmüş ve devamlı olarak istinsah edilerek İslam Dünyasında yayılmıştır. Bu nedenle günümüzde bir çok kütüphanede yazma nüshaları bulunmaktadır.
Kitap: Nesefi Tefsiri Tercümesi
Yazar: İmam Nesefi
Tercüme: Harun Ünal - Şerafettin Şenaslan
Yayınevi: Ravza Yayınları
Etiket Fiyatı: 350TL + kdv
Kağıt - Cilt: 1. Hamur Beyaz Kağıt - Ciltli - 10 Cilt Takım
Sayfa - Ebat: 5.984 sayfa - 17x24
Yayın Yılı: 2011
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı.
Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Eksiksiz tüm övgüler; âlemlerin Rabbi olan, hakkı batıldan ayırt ettiren, kitabı indir en Allah'a, salat ve selam da o indir ilen Kur'an'ı bizzat yaşayarak kendi hayatında gösteren, sınır koyma yetkisi kendisine verilen O'nun Rasulüne, ehli beyte ve ashabına olsun. Amin
MÜTERCİMİN ÖNSÖZÜ
İstanbul Bakırköy İmam Hatip Lisesinden öğrencim olan Ravza Yayınları sahibi Mustafa Kasadar kardeşim Nesefi Tefsirini tercüme etmem için bana teklif getirdiklerinde bu tekliflerini Kur'an'a ve onun açıklanmasına bir hizmet olarak değerlendirdiğimden ötürü bu tekliflerini Rabbimin bir lutfu olarak kabul ettim. Bunun için de Rabbime hamd ettim.
Gerçi daha önce yayımlanan merhum Said Havva'nın, "el-Esas Fi't-Tefsir" adlı tefsirinin "Maide ve En'am" surelerinin çevirisi ile İsmail Hakkı Bursevî'nin tasavvuf! manadaki tefsiri olan ve M. Ali Sabuni tarafından ihtisar edilen, "Ruhu'l-Beyan" tefsirinin de "Fatiha ve Bakara" surelerinin tercümesi bana aittir. Fakat bir bütün halinde böyle bir tefsir hazırlamam nasip olmamıştı.
Tek bir dileğim vardı Rabbimden. Yüce Kitabını baştan sona tefsir etmek veya bir tefsirin çevirisini yapmak.. Elinizdeki tefsirde surelerin büyük bir kısmının çevirisini yapmakla Rabbim bu dileğimi kabul buyurdu. O'na ne kadar hamd etsem azdır. Rabbimden dileğim, emanetini O'nun Kitabı ve Rasulü'nün Sünneti üzerinde çalışmakla sona erdirsin.
Ebu'l-Berekat Abdullah b. Ahmed b. Mahmud en-Nesefi'nin (v. 710/1310), "Nesefi Tefsiri" diye şöhret kazanan eseri "Medariku't-Tenzil ve Hakaiku'l-Te'vil" adlı tefsiridir. Bu tefsiri diğerlerinden ayıran en belirgin birkaç özelliğini şöylece özetlemek mümkündür:
1- Müellif, Zemahşeri'nin "Keşşaf adlı tefsiri ile, Beyzavi'nin, "Envaru'l-Tenzil ve Esraru'l-Te'vil" adlı tefsirindeki güzellikleri tefsirine yansıtmıştır. Fakat oradaki güzellikleri tefsirine aktarırken, Keşşafın Mutezile'yi yansıtan yorumlarını ayıkladığı gibi, Beyzavi'de ve diğerinde var olan İsrailiyat'a da yer vermemiş, bunları da ayıklamıştır. Fakat buna rağmen çok az da olsa tefsirinde İsrailiyata kimi zaman o da yer vermekten kurtulamamıştır.
2- Tefsirinde orta bir yol izlemiştir. Bıkkınlık verici aşırı açıklamalara yer vermediği gibi, anlaşılamayacak derecede de kısa tutmamıştır.
3- Kıraat farklılıklarına ve irap kurallarına yer verirken, hiçbir zaman asıl konunun dışına çıkmamıştır.
4- Ameli-İçtihadî mezheplerin fıkhî görüş ayrılıklarına zaman zaman yer vermiş, ancak kendisi Hanefi mezhebine bağlı olduğundan açıklamalarında bu mezhebin görüş ve yorumları doğrultusunda hareket etmiştr. Kendi mezhebine aykırı gördüğü mezheplere cevap verirken mezhep taassubuna kapılarak hiçbir zaman aşırıya gitmemiştir.
TERCEMEDE İZLENEN YOL
1- İmamların işaret ettikleri kıraat farklılıklarına tümüyle her geçtiği yerde yer verilmiştir. Şayet gözden kaçmadıysa bunların hiç biri atlanmamıştır. Kitapta kıraat imamlarının bölgelerine, örneğin; "Şâmî, Basrî, Kûfî, Mekkî, Medenî veya Hicâzî" gibi işaret edildiği halde biz çeviride bunların kimler olduğunu açarak bizzat İmamların adlarını verdik. Az da olsa bölge ya da okul adlarına izafeten de zikrettik.
2- İ'rab ile alakalı ifadelere açıklık getirdik. Zaman zaman dilbilgisi yani Nahivle alakalı hususların Türkçe karşılıklarına da yer verdik.
3- Elinizdeki tefsir her ne kadar bir kelime tefsiri değil ise de, son zamanlarda bu isimle yayımlanan ve Kur'an'ın manasını öğrenmeye olan rağbet çerçevesinde kısmen de olsa onların da yerini alacak olan bir tefsirdir. Çünkü kelimeler ve cümleler nahiv açısından tahlil edilirken çoğu zaman kelimelere bu manada yer verilmiştir.
Bu duygular içerisinde tefsirimizi takdim ederken, beşer olarak farkına varmadan eğer bir yanılgıya düşmüş isek, bu hususları bize bildirenlere şimdiden teşekkürü bir borç biliriz.
Bu değerli Tefsiri Türkçe'ye kazandırmakla gayret gösteren samimi, dürüst ve ihlas sahibi kardeşim-öğrencimi de bu hizmetinden ötürü tebrik ediyor, duanıza muhtaç bu kardeşinizi de hayatını Kitap ve Sünnete hizmet üzere sürdürmesi ve bu uğurda Rabbine emanetini teslim etmesi için dua etmenizi bekliyorum.
Harun ÜNAL
İstanbul
Ocak - 2003
HAYATI, ŞAHSİYETİ VE ESERLERİ
Ebu'l-Berekât en-Nesefî H. VII. asırda Mâverâu'n-Nehr bölgesinin yetiştirdiği büyük âlimlerden biridir. Zamanın büyük fakîh ve âlimlerinden ders okumuş, yetiştikten sonra kıymetli eserler vücûda getirmiştir. Buna ilâveten Ebu'l-Berekât, medreselerde müderrislik yapmak suretiyle birçok talebe de yetiştirmiştir.
Devrinin bir özelliği olmalı ki Ebu'l-Berekât çok yönlü bir âlimdir. Yalnız en güçlü olduğu saha fıkıh olup fıkhın hem usûl, hem de furûunda son derece faydalı eserler te'lif etmiştir. Eserleri üzerine yapılan şerh, haşiye, ta'lîka ve muhtasarlar, onun tesirinin asırlar boyunca devam ettiğine delâlet eder. Fıkıh sahasında yazmış olduğu eserler, bu sahada Hanefî fıkhının temel metinlerinden olarak zamanımıza kadar okutulagelmiştir.
Onun fıkıh ve kelâm sahasındaki muvaffakıyyet ve bilgisinin tefsirine aksettiğinde şüphe yoktur. Tefsiri, gerek fıkıh ve gerekse kelâm yönüyle son derece kıymetlidir. Hemen hemen i'tikâdî bütün konularda tefsirinde Ehlu's-Sunne ve'l-Cemâ'a dışında kalan mezheblere cevaplar vermiş; onların görüşlerini çürütebilmek için bütün maharetini kullanmıştır. Kabul etmek gerekir ki bu konuların birçoğunda bazı dil ustalıkları ile meseleleri halletmeye çalışmış, zaman zaman muhalifi olduğu mezhebin ifadelerini aynen kullanmak zorunda kalmış ve buna rağmen yine karşı çıktığı mezheblerin görüşlerinin tersi neticeler çıkarmaya muvaffak olmuştur. Tefsirinde kelâmı konularda başlıca muarızı Mu'tezile, fıkhî konularda ise Şafiî mezhebidir. Bunların görüşlerini çürütebilmek için büyük çaba sarfetmiş olduğu görülüyor.
Eseri Medâriku't-Tenzîl'in, Zemahşerî tarafından te'lif edilen Keşşaftan ihtisar edilmiş olması, onun derecesini düşürmez. Zira bir eserin, hem de i'tikâdî konularda muarızı olan bir müellif tarafından manâsı, orjinalitesi ve nüktelerine halel getirmeden ihtisarı da başlı başına maharet, kabiliyet ve bilgiye dayanmaktadır. Bütün bunları ise Ebu'l-Berekât'da bulmak mümkündür.
Ayrıca Zemahşerî'nin tefsirinde tasavvufa bir kelimeyle olsun yer verilmediği ve safîlerle tasavvufa karşı tavır alındığı, onlara karşı hakare-tâmiz ifadeler kullanıldığı halde Ebu'l-Berekât'ın tefsirinde böyle bir şeye rastlanmaz. Aksine Ebu'l-Berekât yer yer mutasavvıfenin sözlerine eserinde yer vermiş, onların nükteleriyle eserini süslemiştir.
Ayrıca tefsir kaynaklarının başında el-Hasen el-Basrî gelmektedir ki birçok tarikatın silsilelerini bu zâta dayandırdığı bilinmektedir. Gerçi Ebu'l-Berekât, el-Hasen'den nakillerinde onun tasavvufi söz ve açıklamalarına yer vermemiştir. Ama bunun yanında diğer meşhur mutasavvıflardan Cuneyd, Zu'n-Nûn, Rebî' ibn Haysem, Mâlik ibn Dînâr, Sehl et-Tusterî ve Şiblî gibi birçoğunun sözlerine âyetlerin münasebeti ölçüsünde yer vermiştir.
Ebu'l-Berekât'ın tefsiri dil (sarf, nahv, belagat) ve kıraat ağırlıklıdır. Bu iki konuya -bu günkü şartlar muvacehesinde- gereğinden fazla yer verildiğini söylemek yanlış olmaz kanaatindeyiz. Zira sadece anlaşılması müşkil âyetlerde değil, hemen bütün âyetlerdeki kıraat farklılıklarına çoğu kere bir yorum da getirmeksizin işaret etmiş, i'râbı son derece kolay ve anlaşılmasında herhangi bir işkâl olmayan âyetlerde dahi i'râba işaret etmiştir.
Bu tür fazlalıktan olmasaydı müfessir, tefsirinin başında belirttiği gayeye ulaşmış ve "okuyanları uzunluğu ile usandırmayacak" bir tefsir vücûda getirmiş olabilecekti.
Bununla birlikte fıkıh, kelâm, kıraat, dil ve belagat yönleriyle son derece câmî ve faydalı bir tefsir meydana getirmiş olduğu da eser incelendiğinde ortaya çıkmaktadır.
Sonuç olarak Ebu'l-Berekât, Fahruddin er-Râzî, Zemahşerî ve Kâdî Beydâvî den sonra dar çerçevede Mâverâu'n-Nehr bölgesinde ve genelde İslâm âleminde İslâmî ilimler sahasında yetişen âlimler içinde mümtaz bir mevkiye sahip çok yönlü bir âlimdir.
Kanaatimizce fıkıh ve kelâm sahalarındaki muvaffakiyetine ilâveten asırlar boyu medreselerde okutulan, Mâturîdî ve Hanefî Mezheble-rinin görüşlerinin Kur'an'dan dayanaklarını muhtasar ve faydalı bir şekilde takdim eden, Kur'an'daki belagat ve nüktelere vecîz bir şekilde temas eden son derece câmî bir tefsir meydana getirmiştir.
Bir de herhangi bir müfessir ve eseri incelenip hüküm vermeye çalışırken zamanımız mantığı ve kültürü ışığında hüküm vermek yerine o zamanın şartları, kültürü, bilgi birikimi, ihtiyaçları ve bu eserlerin muha-tablarınm bilgi, kültür seviyelerinin göz önünde bulundurulması ve buna göre çok kesin hükümlerden kaçınılması kanaatimizce bir ilmî tarafsızlığın gereğidir.
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!